HER SENİ SEVİYORUM DİYEN SEVMEZ ASIL SENİ SEVEN SEVDİNİ SOYLUYEMİYENDİR
  ŞİİRLER 2
 
KARANFİL
KARANFİL 
demek geldin
çoktandır hiçbir yerdeydin
ne kadar değişmemişsin
ellerin ne kadar kalabalık
gözlerin ne kadar ansızın
seni böyle değişmemiş görmedim hiç
demek geldin
bu kent burada, her zamanki ilkesizliğini yaşıyor
bir çarşı her gün ölüp ölüp diriliyor
radyoda
iyi ayarlanmamış bir istasyon gibi
insanın sinirine dokunan sesiyle
bu kent burada
demek geldin
çoktandır hiçbir yerdeydin
sen denize bakıyorsun ya 

SEN ELİMDEN TUTUNCA

SEN ELİMDEN TUTUNCASen elimden tutunca
Deniz basardı içimi
Sen elimden tutunca,
Yüreğim yeşil yosunlara takılıp günlerce
Dip akıntılarının peşi sıra
gitmek isterdi.
Günlerce, gözbebeklerini tutuşturan o gizli alevin kaynağını
Sorardım kendime. Geceler boyu yolumu arardım zor ve
aşılmaz tepelerde. Sonra ışıklar söner, sonra yıldızlar
Düşerdi içimdeki serin göllere. Sen elimden tutunca
Ben miydim, yoksa bir başkası
yürüyen seninle...
Dalgalara ve rüzgâra basmadan yürüyen.
Sen elimden tutunca
Bir mavilik çökerdi gözlerime
Sonra tüm denizler çekilir 


HAZİRAN

HAZİRANBakar gülümserdin bana balkondan
Ah o yaz akşamları sen ne iyiydin
Rüyan, kokun ve sesin
Rüzgâr gibi esiyor günler arkasından
Her ân bir başka hâtıran
Bir yarı sarhoşluk içinde
Geçerdim evinizin önünden
Görünürdü aralık pencereden
Odan akşam serinliğinde 







SENİ TANİDIĞIMDA

SENİ TANIDIĞIMDAseni tanıdığımda
med zamanıydı, kanat alıştırıyordu ay
bakışlarının kardeşi, zümrüt toprak
çaresizliğin sesini tanımlıyordu saatin
sana yakışan da buydu
ve bana, umutsuzca biliyorduk.
uzun yağmurlardan sonraydı
seni tanıdığımda
öğle vakti çıkabildik kırlara
yeşerebilirdi bileklerimiz, gözlerimizde
çiçek açabilirdi, kalsak biraz daha
çekirgeler fışkırabilirdi saçlarımızdan, kelebekler 


YİTİK BELLİĞİ RÜZGARIN
YİTİK BELLİĞİ RUZGARIN

YİTİK BELLİĞİ RÜZGARIN buradayım, sana bakıyorum
omzumda yağmurun silktiği tozlar
oysa henüz ne nisan ne de sonbahar
yalnızca suyun gizli duvarı
yani bir ırmak gibi akmaktasın
ben seni izliyorum, gölgeni
güneşin yağmura vuran gölgesini
fildişinden bir taş gibi öpüyorum seni
yani seni diyorum öpmek akıp giden suyu
suda oynayan ışığı
ışığı ışıkla dolduran aşkı, adını
gömüyorum sessiz çığlıklara, suya, uçurumlara
sen avuçlarından gizli kuşlar geçiren
bilmez misin ki bulut
bir balık sürüsüdür o göksel denizde
ben seni izliyorum nicedir daldırıp ellerimi
o bulutların arasından çekip çıkarmak için seni
sen altın ya da güneş ışığı bir bıçakla kalbimi oyuyorsun
oyulmuş iskeletimden karanlık bir rüzgâr gibi geçiyorsun
bir ırmak gibi geçiyorsun zaten hiç durmadan
zaten hiç durmadın ki, nereye gittiysen
bir güvercin uçuşuyla oraya dek izledim seni
yeşeren okyanusların, köpüren dalgaların için

İLK GUNUN ARDINDAN

İLK GÜNÜN ARDINDAN Mutluyum
Oturduğun semti
Ev arkadaşını öğrenmekten
Yaşını, işini, okulunu
Zamanı nasıl geçirdiğini
Hepsi düşündüğüm gibi çıktı
Uzaktan güzel bir çiçektin
Yanına geldim
Çiçekten bir insan gördüm
Yüzündeki beyazlık 


BİR GUN

BİR GÜN
BİR GÜN Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde
Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa
Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde
Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa
Bil ki seni düşünüyorum
Bir vapur yanaşırsa rıhtımına bin, açıl
Örtün karanlıkları masmavi denizlerde
Ve dinle kalbimi bak nasıl çarpıyor nasıl
O bütün özlemlerin koyulaştığı yerde
Bil ki seni bekliyorum 



 
 
  161 ziyaretçi (476 klik)  
 
>
KARAYIZBIZ


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol